Çocukken sıklıkla yaramaz, tembel, şımarık, dersle ilgisiz gibi yakıştırmalara maruz kaldınız. Büyüdüğünüzde ise dalgınlığınız, unutkanlığınız, sakarlığınız, sabırsızlığınız sizinle bütünleşen karakter özellikleriniz oldu. Bütün bunların aslında bir nörolojik rahatsızlığın göstergeleri olduğunu anlamanız epey zaman aldı.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun üç türünden biri olan bu hastalık çocuk yaşlarda ortaya çıkmakla beraber yetişkinlerde de sıklıkla görülmektedir ve dikkat sorunu yaşayan bireyler sosyal hayatlarında oldukça zorluk çekmektedirler. Akılları asla bir uyaranla yetinmez, birkaç dakika sonra istemsizce alakasız başka uyaranlara cevap vermeye kalkar. Örneğin, yetiştirmek zorunda olduğunuz bir proje üzerinde çalışıyorken kendinizi ‘Mikroplara da mikrop bulaşır mı? ‘ 5 yaşındayken tatilde tanıştığım arkadaşım acaba şuan ne yapıyor?’ , ‘Mahmut Tuncer halay çekmeye ne zaman başladı?’ gibi düşünceler içinde bulabilirsiniz. Tabiri caizse beyninizde laf lafı açar, serbest çağrışım artık sizin için bir yaşam biçimidir. Biri bir şey anlatırken konu çok ilginizi çekse dahi asla kendinizi veremez, karşıdaki fark etmesin diye sık sık başınızı sallarsınız. Uzun süredir merak ettiğiniz o kitap yarıda kalmıştır.
Hayatı oldukça zorlaştıran bu hastalığın tedavisi de pek kolay sayılmaz. Yazı da bahsedilen şikâyetlere sahip kişilerin mutlaka profesyonel destek alması gerekmektedir. Çünkü hastalık yanında hiperaktivite anksiyete ve ya duygu durum bozukluğunu da beraberinde getirebilir. İlaçlı ve ya ilaçsız tedavi hekimin insiyatifinde olmakla beraber sizde beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek, hayatınıza sporu katarak tedavinin gidişatını olumlu yönde etkileyebilirsiniz. İlaçsız tedavi de beden ve beyin egzersizleriyle epey yol kat edilmektedir. Buna ek olarak sosyal destek ve terapiler ilaçlı ya da ilaçsız tedaviye destek tedavi yöntemleridir. Dikkat eksikliğinde kişi uzman hekim tarafından yazılmadığı sürece ilaç kullanamamaktadır. Tedavide kullanılan ilaçlar kırmızı reçeteli olduğu için mutlaka doktor kontrolü altında kullanılmalı bilinçsiz tüketilmemelidir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun üç türünden biri olan bu hastalık çocuk yaşlarda ortaya çıkmakla beraber yetişkinlerde de sıklıkla görülmektedir ve dikkat sorunu yaşayan bireyler sosyal hayatlarında oldukça zorluk çekmektedirler. Akılları asla bir uyaranla yetinmez, birkaç dakika sonra istemsizce alakasız başka uyaranlara cevap vermeye kalkar. Örneğin, yetiştirmek zorunda olduğunuz bir proje üzerinde çalışıyorken kendinizi ‘Mikroplara da mikrop bulaşır mı? ‘ 5 yaşındayken tatilde tanıştığım arkadaşım acaba şuan ne yapıyor?’ , ‘Mahmut Tuncer halay çekmeye ne zaman başladı?’ gibi düşünceler içinde bulabilirsiniz. Tabiri caizse beyninizde laf lafı açar, serbest çağrışım artık sizin için bir yaşam biçimidir. Biri bir şey anlatırken konu çok ilginizi çekse dahi asla kendinizi veremez, karşıdaki fark etmesin diye sık sık başınızı sallarsınız. Uzun süredir merak ettiğiniz o kitap yarıda kalmıştır.
Hayatı oldukça zorlaştıran bu hastalığın tedavisi de pek kolay sayılmaz. Yazı da bahsedilen şikâyetlere sahip kişilerin mutlaka profesyonel destek alması gerekmektedir. Çünkü hastalık yanında hiperaktivite anksiyete ve ya duygu durum bozukluğunu da beraberinde getirebilir. İlaçlı ve ya ilaçsız tedavi hekimin insiyatifinde olmakla beraber sizde beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek, hayatınıza sporu katarak tedavinin gidişatını olumlu yönde etkileyebilirsiniz. İlaçsız tedavi de beden ve beyin egzersizleriyle epey yol kat edilmektedir. Buna ek olarak sosyal destek ve terapiler ilaçlı ya da ilaçsız tedaviye destek tedavi yöntemleridir. Dikkat eksikliğinde kişi uzman hekim tarafından yazılmadığı sürece ilaç kullanamamaktadır. Tedavide kullanılan ilaçlar kırmızı reçeteli olduğu için mutlaka doktor kontrolü altında kullanılmalı bilinçsiz tüketilmemelidir.